sağlıklı beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlıklı beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2015 Pazar

Kahvaltı etmek kalp krizi riskini önlüyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Melike Şeyma Deniz, kahvaltı etmenin 5 yaşamsal nedenini sıraladı.
Kimi zaman geç uyanmak veya uyandığımızda kendimizi aç hissetmemek, kimi zamansa işe giderken kısıtlı hazırlanma sürecinde fırsat bulamamak gibi nedenlerle kahvaltıyı genellikle atlıyoruz.

Oysa  kahvaltı, uzun süreli açlıktan sonra vücudumuza ihtiyacı olan enerjiyi verdiğimiz günün en önemli öğünü. Akşam yemeği veya gece ara öğününden sonra ortalama 10-12 saat aç kalan vücudumuz güne başlarken yakıtı bitmiş bir araç gibi oluyor.

Bu nedenle uyandıktan sonra 1 saat içinde mutlaka kahvaltı etmemiz ve vücudumuza yakıtını vererek çalışmasını sağlamamız gerekiyor. Üstelik yapılan bilimsel çalışmalar da kahvaltının yaşam kalitemizi arttırmasının yanı sıra sağlıklı bir yaşam için de çok önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Acıbadem Fulya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Melike Şeyma Deniz, kahvaltı etmenin 5 yaşamsal nedenini sıraladı:

1-Daha hızlı kilo vermemizi sağlıyor

Kilo; harcadığımız enerji ile aldığımız enerji arasında kurulan bir denge. Harcadığımız enerji aldığımız enerjiden daha fazla olduğunda kilo veriyoruz. Bazen ‘’Ne kadar az yersem o kadar iyi, zaten sabahları acıkmıyorum.’’ diye düşünerek, kahvaltıyı atlıyoruz. Peki, kahvaltıyı atlamak aldığımız enerjiyi azaltmasına rağmen neden kilo aldırıyor? Bunun 2 nedeni var: Öncelikle; kahvaltıyı atlayanların gün içerisinde fiziksel aktiviteleri daha düşük oluyor ve enerji harcaması azalıyor. Harcadığımız enerji azaldıkça da kilo vermek zorlaşıyor. İkinci neden ise;  aç kalarak vücudu ‘’Kıtlık sinyali’’ moduna geçirmek. Uzun süre enerjisiz, yani aç kalan vücut sonraki öğünde tüketilen yiyecekleri yağa dönüştürerek depoluyor.  Bu olumsuz etkileri yaşamamak için, uyandıktan sonra mutlaka 1 saat içinde kahvaltı etmeliyiz.

2- Kalp krizi riskini düşürüyor

Harvard Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan bir çalışmada, kahvaltı etmeyenlerde kalp krizi ve kalp hastalıklarına yakalanma riskinin yüzde 27 daha fazla olduğu tespit edilmiş. Kalp krizine neden olan faktörler;  tansiyon, insülin direnci, serbest yağ asitleri ve LDL denilen kötü kolesterolün artışı olarak sıralanıyor ve kahvaltı etmeyerek, açlık süresini uzatmak bu kötü sonuçları doğurarak kalp krizine zemin hazırlıyor.

3-  Hafızayı güçlendiriyor, konsantrasyonu artırıyor

Yapılan 45 çalışma, kahvaltı etmenin konsantrasyon sağlama, dikkatimizin dağılmasını önleme ve hafızayı güçlendirme gibi etkilerinin olduğunu ortaya koydu. Kahvaltı etmek beyin için gerekli enerjiyi sağlayarak, öğrenmeyi geliştiriyor. Kan şekeri düzeyinin normal aralıklarda olması öğrenme gibi beyin işlevlerini düzenliyor. Kahvaltı edilmediğinde ise uzamış açlık süresi kan şekerinin en alt düzeye inmesine neden oluyor ve beyne yeterli glikoz sağlanamıyor. Bu durum, konsantrasyonun azalmasına, verimin düşmesine, üretkenliğin azalmasına yol açıyor. Bunlara ek olarak; insülin, seratonin, kortizol gibi hormonların salınımı da bilişsel fonksiyonları etkiliyor ve kahvaltı etmemiz gereken saatte aç kaldığımızda bu hormonların dengesinin bozulmasına sebep oluyoruz.

4- Diyabetten koruyor

2013 yılında, Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada 46 bin 289 kadın izlenmiş ve kahvaltı edenlerin tip 2 diyabete yakalanma riskleri daha düşük bulunmuş. Kahvaltıyı atlayan kişilerin yemek sonrası  glikoz ve insülin değerleri daha yüksek oluyor ve kahvaltıyı atlamak insülin duyarlılığını bozuyor. Aynı zamanda, kahvaltıyı atlayanların gün içerisinde daha sık acıkmaları ve fazla yemeleri daha olası. Bu durum da artmış glikoz ve insülin yanıtına neden oluyor, yani şeker metabolizmasını bozuyor.  Bu bozulmalar da diyabetle sonuçlanabiliyor.

5- Gün boyu enerji veriyor

Uyandığmızda kahvaltı ederek, ihtiyacımız olan enerjiyi almak fiziksel ve psikolojik açıdan kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Kahvaltı etmeyen kişiler yorgunluk, güçsüzlük,  konsantrasyon bozukluğu, kan şekeri düşüklüğü ve gün boyu uykusuzluk yaşarken, kahvaltı edenler daha enerjik oluyor. Ayrıca, kahvaltı etmeyen kişilerin gün içerisinde yüksek yağ ve şeker içerikli besinlere yönelmeleri daha kolay olurken, kahvaltı edenler iştahını daha iyi kontrol edebiliyor.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Bardakta Mısır sevenler hijyen'e DİKKAT!

Hijyen Konseyi Sözcüsü Mehmet İmrek, bardakta mısır satanların kullandığı karıştırma kaplarının, bir sonraki işlem için yıkanmadan ve dezenfekte edilmeden açıkta muhafaza edildiğini savunarak, "Daha sonra açık ortamda her türlü zararlı bakterilere maruz olan bu kap, bir başka kullanım için yeniden kullanılarak tüketicilere bardak bardak mikroplu mısır olarak servis ediliyor" dedi.

İmrek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hijyen Konseyinin, hijyen konusunda özgün çalışmalar gerçekleştirecek bir çatı yapılanması olduğunu söyledi.

Konseyin, hiçbir yere ve makama bağlı olmadığını belirten İmrek, 1 Şubat'ta faaliyetine başlayan kuruluşta, gıda mühendisleri, veteriner hekimler, hukukçular, sağlıkçılar ile gıda ve tüketici derneklerinin yer aldığını kaydetti.

Konsey olarak bardakta mısır satışlarına dikkati çekmek istediklerini vurgulayan İmrek, seyyar arabalarda veya dükkanlarda satılan bu mısırların, sağlıklı olup olmadığı ile besleyiciliğinin tartışılmasının yanı sıra hijyen kurallarına uygun hazırlanıp satıldığından söz edilmesinin mümkün olmadığını anlattı.

Cadde, sokak veya alışveriş merkezlerinde açık ortamlarda duran karton bardağın içine, yine kapalı ortamda saklanmayan karıştırma kabı içinde kaynatılıp ılıtılmış, çeşitli sos ve baharatlarla tatlandırılmış mısırın konulduğunu anlatan İmrek, şöyle devam etti:

"Bardakta mısır satanların kullandığı karıştırma kabı, bir sonraki kullanım için yıkanmadan ve dezenfekte edilmeden açıkta muhafaza ediliyor. Daha sonra açık ortamda her türlü zararlı bakterilere maruz olan bu kap, bir başka kullanım için yeniden kullanılarak tüketicilere bardak bardak mikroplu mısır olarak servis ediliyor.

Ülkemizdeki mevzuata göre mısırların içine konulduğu bardakların da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından izinli, ruhsat almış işletmelerce üretilmesi gerektiği halde hiçbir kurala uyulmadan açıkta satılan bu ürünleri tüketen çocukların ve gençlerin sağlığı tehdit altındadır."

"Bekleme süresi uzadığında risk daha da artmaktadır"

Dünyadaki üretimin neredeyse tamamına yakını genetiği değiştirilmiş organizmalı olan mısırın, çok çabuk mikroorganizma üreyebilecek karakterde olduğunu ileri süren İmrek, "Özensiz tüketilmesi sağlıklı olmadığı gibi her türlü hastalık yapıcı mikroplara açık ortamlarda işyerinin ve personelinin, Gıda Hijyen Sertifikası olmadan satışına izin verilmesi de halk sağlığı için sakıncalıdır" ifadesini kullandı.

Gıda satışı yapan iş yerleri ve personelinin "Hijyen Eğitimi Yönetmeliği" gereğince sertifikalandırılmasının zorunluluğuna dikkati çeken İmrek, sertifikası olmadığı halde faaliyette bulunanların, Umumi Hıfzıssıhha
Kanununun 282'nci maddesi gereğince 250 lira ila bin lira arasında idari para cezası ile cezalandırıldığını belirtti.

Bardak mısırın 72-75 derece sıcaklıkta pişirilip tüketim için 30-35 derece sıcaklığında tutulduğundan, mikroorganizmaların çoğalmaya başlayacağını dile getiren İmrek, şunları kaydetti:

"Bekleme süresi uzadığında risk daha da artmaktadır. Güvenli tüketim için pişmiş besinler, ısılarını kaybetmeye başlamadan hemen yenmesi gerektiğinden bardakta mısır için bu kurala uyulmamaktadır.

Haşlanmış mısırın pişim aşamasından sonra hemen tüketilmesi gerekir ancak bu satışlarda gün boyu tüketim için sıcak tutulduğundan mikropların barınabildiği ve hızla arttığı şartlar oluşmakta, ısıya bağlı olarak çoğalan ve bulaşan mikropların sebep olduğu bağırsak enfeksiyonları, ishal, gıda zehirlenmeleri, tifo, viral hepatit A, malta humması gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir."

İmrek, Hijyen Konseyi olarak bunun takipçisi olduklarını ifade ederek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile ilgili diğer kamu kurumlarının ortak denetimler yaparak hijyen kurallarına uygun şartları taşımayan bu gibi satıcıların yasada belirtilen niteliklere uygun hale getirmeleri için yasal işlem başlatmasını istedi.

Mehmet İmrek, önlem alınmaması durumunda mevzuata uygun olmayan yerlerin kapatılması için dava açacaklarını sözlerine ekledi.

2022 bikini yaz modası

Çok sıcak çok can yakıcı modeller.Erkekler bu sene kızlardan gözünü alamayacaklar. İşte bikini modelleri.